Mumsema

Cariye Hadisi hakkında bilgi verir misiniz ?

  • 16 Aralık 2022
  • 793 kez görüntülendi.
Cariye Hadisi hakkında bilgi verir misiniz ?

Cariye Hadisi hakkında bilgi verir misiniz ?

Değerli Okuyucular !!

Cariye Hadisi bahsini iyi anlaya bilmemiz için ilk başta imanın esasından olan şu hususa dikkat etmek gerekir ; Yüce Rabbimiz (samed)tir yaratmış olduğu hiçbir şeye ezelen ve ebeden muhtaç değildir. Öyle ki O’nun, bir mekânda yer edinmeye veya bir şeyde hulul etmeye (erimeye birleşmeye) ya da bir yönde bulunmaya ihtiyacı yoktur. Çünkü O, hiçbir şey gibi değildir, hiçbir şey de onun gibi değildir. O, ne kesif, (elle tutulan) ne de latif (elle tutulamayan) bir cisim yada hacim değildir. Nitekim yer edinmek veya bir yönde bulunmak kesif ve latif cisimlerin vasıflarındandır, Allâh-u teâlâ yer ve yön edinmenin yaratılmışların vasıflarından olduğunu bizlere şu Ayet ile bildirmektedir:

وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

Manası: “O, geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratandır. Her biri kendi yörüngesinde yüzmektedir.” Yüce Allâh, her birinin feleğinde (yörüngesinde) yer edindiğini bildirmiştir.

Ayrıca Allâh’ı Mekandan ve yaratılmışların vasıflarından tenzih etmek için Eş-şûrâ süresinin 11. Ayetini de göz ardı etmemek gerekir;

لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ

Manası: “O’na (Allâh’a) benzer hiçbir şey yoktur.”

Bu Ayetten yola çıkarak deriz ki; Eğer Allâh’ın mekâna ihtiyacı olsaydı mutlaka onun benzerleri olurdu, ayrıca uzunluk, genişlik ve derinlik gibi boyutları olurdu. Bu vasıflarda olan ise, yaratılmış olup kendisini bu uzunluk, genişlik ve  derinlikle tahsis eden (sınırlayan) birine ihtiyaç duyardı ihtiyaç duymak ise acizliktir, Allâh ise acizlikten münezzehtir.

Hadis-i Şerif’ten delilimiz ise;

İmam Buhârî, İbnu’l Cârûd ve El-Beyhakî’nin sahih bir isnatla rivayet ettiklerine göre Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurdu:

كَانَ اللهُ وَلَمْ يَكُنْ شَيْءٌ غَيْرُهُ

Manası: “Allâh vardı, Ondan başka hiçbir şey yoktu.”

Hadîs-i şerîften anlaşılacağı üzre; Allâh ezelde var iken Onunla birlikte hiçbir şey yoktu, ne su, ne hava, ne yer, ne gök, ne kürsü, ne Arş, ne insan, ne cin, ne melekler, ne zaman, ne mekân ne de yönler vardı, bunların hepsini yaratan odur, yani Allâh-u Teâlâ mekânı yaratmadan önce mekânsız olarak vardı, mekânı yarattıktan sonra da mekâna muhtaç değildir.

Bu konu İlginizi Çekebilir ;  Sırât Köprüsü Hakkında Bilgi

İmam El-Beyhakî de “el-Esmâ Ve’s Sıfât” adlı kitabında dedi ki: “Ashâbımızdan  bazıları Allâh’ın mekândan münezzeh olduğunu Efendimizin ﷺ şu hadisini delil göstermişlerdir:

أَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ البَاطِنُ فَلَيْسَ دُوْنَكَ شَيْءٌ

Manası: “(Ey Allâh’ım !!) Sen Ez-zâhir’sin ; Senin üstünde bir şey yoktur, Sen El-Bâtın’sın ; Senin altında bir şey yoktur.”

İmam El-Beyhakî  bu hadisin açıklamasında dedi ki:

وَإِذَا لَمْ يَكُنْ فَوْقَهُ شَيْءٌ وَلَا دُوْنَهُ شَيْءٌ لَمْ يَكُنْ فِي مَكَانٍ

Manası: “Allâh’ın üstünde ve altında bir şey bulunmadığına göre O, bir mekânda değildir.” çünkü cisim olanın yönü olup, altında ve üstünde bir şey olur.

Bu konuya dair Ashab-ı kiramdan delilimiz ise; Ebu Mansur el-Bağdâdî’nin rivayet ettiğine göre Hazreti Ali (رضي الله عنه) şöyle buyurmuştur:

كَانَ اللهُ وَلَا مَكَانٍ وَهُوَ الآنَ عَلَى مَا عَلَيهِ كَانَ

Manası: “Mekân yok iken Allâh vardı. O, şimdi de (mekânı yarattıktan sonra da) (ezelde olduğu gibi) mekânsızdır.” Bu konuyla ilgili gereken açıklamayı yaptıktan sonra…

Cariye Hadisi bahsi;

Sahih Müslim’de geçen ve bâzı kimselerin Allâh’a mekan isnat etmek için tutundukları Cariye Hadisine gelecek olursak  bu hadisi mustalah ilmine göre değerlendirecek olursak sahih bir rivâyet olmadığı sonucuna varırız, hadisin metnini aşağıda zikredip gereken beyânı Allâh’ın tevfîki ile yapalım.

Hadisin metni şudur:

جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيهِ وَسَلَّمَ فَسَأَلَهُ عَنْ جَارِيَةٍ لَهُ قَالَ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ أَفَلَا أُعْتِقُهَا، قَالَ: ائْتِنِي بِهَا، فَأَتَاُه بِهَا فَقَالَ لَهَا: أَيْنَ اللهُ، قَالَتْ: فِي السَّمَاءِ، قَالَ: مَنْ أَنَا، قَالَتْ: أَنْتَ رَسُولُ اللهِ، قَالَ: أَعْتِقْهَا فَإِنَّهَا مُؤْمِنَةٌ

“Adamın biri Rasûlullâh’a ﷺ gelerek cariyesi hakkında, ‘Onu azat edeyim mi?’ diye sordu, bunun üzerine Efendimiz ﷺ ona, cariyesini getirmesini söyledi. Cariyesini getirince Efendimiz ﷺ ona: “Allâh nerede?” diye sordu, “Semadadır” dedi. Efendimiz “Ben kimim?” dedi. Cariye, “Sen Allâh’ın Rasûlüsün” dedi. Bunun üzerine Efendimiz adama: “Azad et onu, çünkü o, mümindir” dedi.

Bu konu İlginizi Çekebilir ;  Cinlerin Musallatını Nasıl Anlarız?

Bu hadisin sahih olmadığının beyanı şu iki yöndendir:
Birincisi: (الحديث مضطرب) Bu Hadis muzdariptir, sebebi ise; hem bu zikredilen lafızla rivayet edilip, hem de bir başka lafızla rivayet edilmiştir şöyle ki ; (Rasûlullâh) “Rabbin kim?” diye  sormuş, (Cariye de): Allâh diye cevap vermiş, bir başka rivayette ise: “Allâh nerede? diye sormuş O da, semaya işaret etmiş,  bir başka rivayette ise : “Allâh’tan başka İlâh olmadığına şehadet eder misin” demiş, Cariye de: “Evet”diye cevap vermiş, ardından Peki “Benim Allâh’ın Rasûlü olduğuma şehadet eder misin? diye sormuş, Cariye “Evet” diye cevap vermiş.

Yukarıda da geçtiği gibi hadis birden fazla farklı metinlerle zikredilip, içlerinden birini diğerine tercihe sebep olacak bir karine yoktur, bu da zayıf olduğunun göstergesidir.

Önemli bir bigi; Iztırâb masdarından ism-i fâil olan muztarib, terim olarak “içlerinden birini tercihe imkân veren bir sebep veya karîne olmaksızın farklı (ihtilâflı) sened ve metinlerle rivayet edilmiş hadis” demektir, hadisin muzdarip olması ise zayıflığına bir sebeptir, Akaid konusunda ise zayıf hadis ile amel edilmez.

İkincisi ise: “Allâh nerede?” rivayeti Usûle aykırıdır, çünkü inancın temeline göre bir kimsenin “Allâh semadadır” demesiyle İslâmına hükmedilmez, zira bu söz müslümanların sözlerinden olmayıp, Yahudi, Hiristiyan ve başka sapık inaçlı kimseler arasında ortak kullanılan bir sözdür.                                                          İslam Dinine göre ise bir kimsenin İslamına hükmetmek için kelime-i şehadeti telaffuz etmesi gerekir bu da aşağıda zikri geçen  mütevâtir hadisten alınmıştır:

أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللهِ
Manası: “İnsanlarla Allâh’tan başka İlâh olmadığına ve benim Allâh’ın Rasûlü olduğuma şehadet edinceye dek onlarla savaşmayla emrolundum.”

Bu konu İlginizi Çekebilir ;  Kabir Azabı Hakkında Bilgi

Öyleyse yukarıda zikri geçen İmâm Mâlik’in “Şehadet eder misin?” rivayeti mütevâtir hadisle çelişmediği için dini esasa uygundur.

Efendim !! “Cariye hadisi Müslim’in kitabında geçtiği halde nasıl kabul edilmez” diyen kimseye denilir ki: Müslim’in kitabında geçen hadislerin tümü sahih olarak nitelendirilmez.
Öyle ki: Müslim’in rivayet ettiği bazı hadisleri, hadis âlimleri reddedip, bunu kitaplarında zikretmişlerdir..            Örneğin: Rasûlullâh ﷺ bir adama: “Babam ve baban cehennemdedir.” dediği rivayeti,  Aynı şekilde: “Ahiret gününde her Müslüman’a onun yerine azaplandırılacak bir Yahudi ve Hristiyan verilir” rivayeti, Enes’in: Allâh Rasûlü’nün ﷺ, Ebubekir’in ve Ömer’in arkasında namaz kıldım ve onlar ‘Bismillâhi’r Rahmâni’r Rahîm’i zikretmiyorlardı” rivayeti hadis Alimleri tarafından reddedilmiştir. Birinci zikredilen hadisi, Hadis Hafızı es-Suyûtî zayıflattı. İkincisini de Buhârî reddetti. Üçüncüsünü ise Şafiî ve birkaç hafız zayıflattı, kaldı ki İmam Müslim kendisi “kitabımı muhaddislere arzettim onlar arasında kabul gördü dört rivayet hariç” diye buyurmuştur.

O halde sonuç olarak deriz ki: Cariye Hadisi zahiri üzere alınırsa, zikrettiğimiz Mütevâtir hadise zıt olduğundan dolayı batıldır. Çünkü Mütevâtir bir hadisle taban tabana zıt olan rivâyet tevil edilmeyi kabul etmiyorsa batıldır.                              Muhaddis ve usul âlimleri de bu zikredilen kuralda hemfikirdir. Buna rağmen bazı âlimler cariye hadisini tevil edip şöyle demiştir : “Allâh nerede?” ibaresi, Allâh’ın yüceliği hakkında bir sorudur, câriyenin “Semada” demesi ise şanı pek yücedir anlamındadır.

Ancak hadis zahirine göre alınıp Allâh’ın gökte olduğunu söylemek batıldır, nitekim Mustalah ilminde de bildirildiği üzere; Mütevâtir bir hadisle zıt olan bir hadis tevil edilemiyorsa (yoruma uygun değilse) batıldır, zira bu hadisin zahiri İslam inancına zıttır, çünkü hadisin zahirine göre gayrı müslim’in biri: “Allâh semadadır” derse, Onun iman üzere olduğuna hükmedilir, bu ise açık bir fesattır.

والله أعلم وأحكم

Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
0
Tıkla Soru Sor Yada Yorum Yapx