Namazın Terki
Namazın Terki
İbni Mes’ud radıyallahu anh; “Ama onların ardından namazı zayi eden, şehvetlerine uyan bir nesil geldi…”(Meryem 59.) ayetinin tefsirinde;
“Namazın zayi edilmesi geciktirilmesidir. Namazı büsbütün terk eden kafir olur” [Şeyhu’l İslam İbni Teymiye, Mecmuul Fetava(7/478); İbni Kesir Tefsiri Muhtasaro(3/1404)]
İmam Nevevi der ki;
“Rasulullah aleyhis salatu ves selamın getirdiği her şeye inanmak gerekir. Nitekim Ebu Hüreyre Radıyallahu anh’ın rivayetinde;
“Vallahi namaz hakkında itaat edip, zekatı inkar etmek veya vermemekle bu iki ibadeti birbirinden ayıranlarla mutlaka harp edeceğim.”[Buhari(itisam, 2); Müslim(iman 32); Ebu Davud(zekat, 1); Tirmizi(iman, 1); Nesai(zekat, 3); Taberi(1/413); Beyhaki(8/176); Ahmed(1/19); Begavi(5/488); Nisaburi, El-İkna(2/670)] Mealindeki cümle bu manayı icab ettirir. Namazın farz olduğuna itikad ettiği halde onu terk eden kimsenin öldürüleceğine bu hadis delildir. Cumhurun kavli budur.”
Buhari şarihi Kirmani’ye kasten zekatı terk edenin hükmü sorulduğunda;
“Namazla ikisinin hükmü birdir.” Cevabını vermiş ve demiştir ki;
“Ebu Bekir Radıyallahu anh zekat vermeyen kavimle harp
etmiştir.” [Taberi Tefsiri(1/307); Mealimüs Sünen(5/58); Ahmed Davudoğlu, Müslim Şerhi(1/189); İbni Abidin(1/62); İbni Kudame, Muğni(8/457); El-İnsaf(10/327); Makdisi, İkna(1/71); Acuri, Şerhu Erbain(madde:18)]
İmam Şa’rani der ki;
“İlim ehli mazeretsiz namazı terk edenin küfrüne hükmettiler.” [Şa’rani, El-Uhudül Kübra(s.751); Nisaburi, El-İkna(2/691)]
Uyku, unutmak ve bayılmak gibi şuurun kaybolduğu meşru bir mazeret sebebiyle vaktinde eda edilememiş namazları ise kaza etmelidir. Hadiste buyrulur;
“Kaçırdığınız ibadetleri tamamlayıp ikmal ediniz” [Buhari(Mevakıt, 37); Müslim(mesacid, 309); İbni Mace(mesacid, 14); Ahmed(3/343); Ebu Davud(salat,11); Darimi(salat,26); Şafii, Er-Risale(886); Tirmizi(salat,16); Nesai(muvalat 52); Beyhaki(2/456); Beyhaki, Ma’rife(2/85); Ebu Avane(1/385); İbni Huzeyme(993); Begavi(2/241); Fethul Bari(2/70); Tahavi, Müşkilül Asar(1/187); Meanil Asar(1/465)]
ÇÜRÜK BİR İDDİA
Çoğumuz şu iddia ile karşılaşmışızdır; “Namaz kılmadığıma bakma kalbim temizdir” Bunun değişik bir versiyonu bazı ilahiyatçılar tarafından şöyle dile geliyor;
“Namaz Kur’anın sadece 83 yerinde geçiyor, iyilik,barış, güzel ahlak ile ilgili ayetler daha fazladır. Dolayısı ile güzel ahlak sahibinin namaz kılmaması önemli değildir(!)”
Cevaben deriz ki; her şeyden önce; bütün mü’minlerin bildiği üzere; namaz şayet bir ayetle emredilmiş olsa dahi bunun farz olmasına yeter. Diğer taraftan tüm insanların her bakımdan en üstünü, kalbi en temiz olanı, ahlakı en güzel olanı Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem farz namazları asla terk etmediği gibi, şükreden bir kul olmak için ayakları şişene kadar da nafile namaz kılardı. Aynı şeyi Ashabı Kiram, Tabiin ve Salih insanlar devam ettirmiş, kalpleri en temiz olan onlar hiçbir zaman kalbim temiz diye namazı terk etmemiştir. Bilakis namazın terk edilmesi kalp kirliliği olmaya yeter.
Namazı ve İslam’ın diğer şartlarını bir evin duvarlarına benzetecek olursak, güzel ahlak da o evin eşyaları mesabesindedir. Şu halde İslamın şartları olan farzları terk eden kişi ahlaki hasletlerle kendini süslese boş bir araziye eşyaları dizmiş olur. Dolayısıyla ne soğuktan, kardan, yağmurdan, doludan koruyabilir eşyalarını, ne de hırsızdan… “Benim eve ihtiyacım yok, eşyalarımın güzelliği bana yetiyor ” dese, bu söze ne kadar hak verilebilir?
Namazı terkeden insanlar kedi nefislerine zulüm etmişlerdir de haberleri yoktur
kesinlikle sevgili kardeşim