Mumsema

Tebliğ halkasını genişletmeliyiz

  • 17 Kasım 2022
  • 944 kez görüntülendi.
Tebliğ halkasını genişletmeliyiz

Tebliğ halkasını genişletmeliyiz

En büyük handikaplarımızdan birisi de aydınlarımızın topluma yabancılaşmasıdır. Bu ülkede fikir mühendisliğine soyunmuş kişilerin çoğu, ilhamını yabancı kaynaklardan alıyor. Kendini aydınlatmaktan aciz olan bu sönük fenerler, toplumun değerleriyle çelişiyorlar.

Bu ülkede misyonerlik almış başını gidiyor. Kilisesinden havrasına, turistinden papazına kadar herkes misyonerlik yapıyor. Biz onların gerçek kimliğini bilemiyoruz çoğu zaman. Hemen hepsi gerçek kimliğini değişik süslerle kapatıyor. Bu memlekette her gün yüzlerce İncil dağıtılıyor. Bunlar yaşanırken bizler hiçbir şey olmamış gibi rahat uyuyamayız.

Bizim vakıf ve derneklerimiz, niçin hak din olan İslâm’ı fakir ruhlara şifa diye sunmuyor? Çok hayırlı hizmetler yapan vakıf ve derneklerimiz de var. Onlara şükranlarımızı sunuyoruz. Fakat tebliğ halkasını daha geniş tutmalıyız. Hangi birimiz gece sıcak yatağına yattığı zaman “Bugün Allah için ne yaptın?” sualini vicdanına yöneltiyor? Cevabın menfi olacağından korktuğumuz için mi bundan çekiniyoruz? Hataları görmemek onların yokluğuna delil değil.
Zamanımızda iman hakikatleri gündemimizden düşmüş. Günlük meselelerle vakit öldürüyoruz. İncir çekirdeğini doldurmayacak mevzuları allayıp pullayarak günlerce konuşuyoruz. Lâf-ı güzafla kıymetli ömrümüzü zayi ediyoruz. Namaz konusunda bir arpa boyu yol alabilmiş değiliz. Cuma namazını kılmanın bizi kurtaracağını sanıyoruz. Vakit namazlarını kılanları ‘molla’ makamına oturtuyoruz. Ezanlar karanlığa okunuyor? Hangi birimiz gecenin ağaran vaktinde kalkıp saba makamında okunan sabah ezanını dinleyip nefsini sorguluyor? Ezanlar yıllardan beri üstümüze okunuyor. Güneşin doğuşunu kaçımız seyredebiliyor? Sabah namazının hikmetinden ve sırrından ne kadar da uzağız.

Gece yarılarına kadar televizyon başında oturup öğleye doğru kalkıyoruz. Adeta geceyle gündüzü ters çevirip öylece yaşıyoruz. Evlerimizin başköşesine kurduğumuz şer kutusu, imanımızı hançerlerken hiç de acı hissetmiyoruz. Narkozun etkisi hâlâ devam ediyor. Narkozdan kurtulduğumuzda vakit çok geç olacak. Oysa yapılması gerekenler bellidir.

Resulullah iyi bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini şöyle açıklıyor:
“Birbirinize haset etmeyin. Alışverişte birbirinizi aldatmayın. Almayacağınız malın fiyatını -müşteriyi zarara sokmak maksadıyla- artırmayın. Birbirinize kin tutmayın. Dargın durmayın. Pazarlığı bitmiş olan bir alışverişi bozmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Müslüman; müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, darda kalmış ise kendi haline bırakmaz, yalan söyleyip aldatmaz. Onu küçük görüp hareket etmez. (Peygamberimiz göğsünü işaret ederek) Takva, yani Allah korkusu, Allah’a karşı saygı duygusu buradadır. Bir kişiye, mümin kardeşini hor görerek hakarette bulunması günah olarak yeter. Müslümanın her şeyi; kanı, malı ve namusu diğer Müslüman’a haramdır.” (Buhari)

Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
0
Tıkla Soru Sor Yada Yorum Yapx